Şırnak'ta bir ailenin doğal gaz çilesi 4 yıldır sürüyor

Şırnak'ta bir ailenin doğal gaz çilesi 4 yıldır sürüyor

Akmercan Hakkari-Şırnak doğal gaz firmasının, Yeni Mahalle'de ikamet eden Medine İşnaç isimli genç kadının evine doğal gaz hattı çekmeyerek mağdur ettiği iddia edildi. 5 çocuk annesi kadın, bir çocuğunun Sipina bifida (ayrık omurga hastalığı) nedeniyle engelli olduğunu ve ameliyat olacağını, 3 okuyan çocuğunun olduğunu ve birinin de henüz okul çağına gelmediğini söyledi. Engelli çocuğunun çok hassas olduğunu belirten anne İşnaç, evlerinde yalnızca tek bir odanın kömür sobasıyla ısındığını, bu odanın aileye yetmediğini söyledi. Karbonmonoksit zehirlenmesi ve elektrik nedeniyle çıkabilecek yangın korkusundan geceleri uyuyamadıklarını belirten kadın, "Bu ay elektrik faturam 4 bin lira geldi. Doğal gaz olmadığı için elektrikle ısınıyoruz. Elektrikli soba yakıyorum. Allah korusun, gece evim yanarsa uyanamazsam çocuklarımla birlikte hepimiz ölürüz. Kömür sobası da ayrı bir tehlike. Zehirlenme korkusuyla yaşıyoruz" dedi. 10 metre mesafede olan hat için 4 yıldır müracaat ediyorum Doğal gaz hattının evlerine sadece 10 metre uzaklıkta olduğunu anlatan kadın, 4 yıldır çözüm aradığını ancak sürekli kurumlar arasında yönlendirildiğini belirtti. İşnaç, "4 senedir firmaya gidiyorum, belediyeye yönlendiriyorlar. Belediyeye gidiyorum, firmaya yönlendiriyorlar. Yeter artık. Herkesin bir hakkı var, bizim de doğal gaz kullanmaya hakkımız var'' şeklinde konuştu. Tek taleplerinin doğal gaz kutusunun verilmesi olduğunu ifade eden İşnaç, "Bize sadece doğal gaz kutusunu versinler. Diğer bütün işlemleri, borca da girsem kendim yapacağım. Çocuklarım için ne gerekiyorsa mücadele ederim. Biz de herkes gibi insanca yaşamak istiyoruz. Bizim de bir gururumuz var'' ifadelerini kullandı. Öte yandan, firma yetkilileri ise söz konusu adreste kadastro sorunu bulunduğunu, bu nedenle doğal gaz hattının verilemediğini bildirdi.

Gece 01.00'da yapımına başlanıyor, günlük 1 tona yakın tüketiliyor! Padişahların en sevdiği yemeklerden biri

Gece 01.00'da yapımına başlanıyor, günlük 1 tona yakın tüketiliyor! Padişahların en sevdiği yemeklerden biri

Siirt'te özel yöntemlerle kuyu şeklindeki tandırlarda pişirilen büryan kebabı, kentin önemli tescilli lezzetleri arasında yer alıyor. 6-8 aylık erkek kuzulardan tercih edilen et, saatlerce bekletildikten sonra kuyulara indiriliyor. Etrafı çamurla kapatılan bu kuyuda pişen büryan kebabı, uykusundan feragat edenler tarafından tercih ediliyor. Saatler içerisinde yenmeye başlanan asırlık lezzet, kentte günlük yaklaşık 1 ton tüketiliyor. Büryan ustası Murat Kayaalp, yaklaşık 36 yıldır büryan kebabı yaptığını söyledi. Büryanın Farsça'dan türemiş bir kelime olduğuna değinen Kayaalp, "Etin kızartılmışı anlamını taşıyor. Büryanın tarihçesi ise uzun yıllara dayanan bir hikayesi var. Gerçek anlamda bir hikaye. 4. Murat'tan bu yana kadar büryan kelimesi var. 4. Murat dediysek, Bağdat seferine çıktığı zaman 1639 yılında Baykan ilçesinin bir köyünde bir çobana rastlar. Çoban da ona bir kuzu kesip, çukura koyup üstüne ateş yakıp kızarttıktan sonra padişahımıza ikram eder. Padişah eti görünce, çobana etin büryana benzemiş der. Evliya Çelebi de Seyahatnamesinde onu belirtiyor" dedi. Patent alınan bir yemek olduğunu belirten Kayaalp, "Etimizi temin etmek için kasabımız var. Yayla yayla, mezra mezar gezip büryana elverişli olan 6-8 aylık erkek kuzular temin edilip mezbahaneye getiriliyor. Orada kesildikten sonra butlarından ayrılıyor. But, kaburga ve omurga kısımlarından ayrılıp 16 saat dinlendikten sonra bize gönderiliyor. Biz de bunları gece saat 01.00'de işleme başlıyoruz. Önce tandırımızı yakıyoruz. Tandırımız da 3 metre derinliğinde, 1 metre çapında. Saat 02.30 civarında büryanlarımızı sarkıtıyoruz. Tabii tandırın kıvamını da yakalıyoruz. Önce bakır kazanımızı sarkıtıyoruz. Bakır kazanımızda da omurga ve kaburga kısımları var. Onları sarkıttıktan sonra üste çengellerde duran etlerimizi sarkıtıyoruz. Demirden kapağımız var, onu da kapatıyoruz. Çamurdan bir harcımız var, onunla da sıvıyoruz. Yaklaşık 2 buçuk saat tandırda bekledikten sonra sabah 04.30'da servise sunuyoruz" diye konuştu. "Yerli ve yabancı turisti çeken bir yemek" Servisin sabah 04.00'te olmasının bir kültür olduğunu vurgulayan Kayaalp, "Büryan kebabının ticareti yapılmış. O zaman kervancılar vardı. Kervancılar Siirt'te gelip konakladığı zaman sabah namazını kıldıktan sonra büryancılara gelirlerdi. Büryan yerlerdi. Büryan kebabı tok ve dinç tutuyor. O kültür devam ediyor. Yerli ve yabancı turisti çeken bir yemek. Siirt 10'a yakın büryancı var. Bu da 1 tona yakın etin büryan olup tüketilmesine tekabül ediyor. Gün ağarmadan da bitiyor. Siirt halkımızda sabah namazına kalkan insanlar. Hemen hemen herkes gelir tükettir. Eskiden 13.00-14.00 gibi bitiyordu. Ama şu anda yerli ve yabancı turisti çektiğimiz için talep oluşuyor. 16.00-17.00'ye kadar devam ediyor. Aslında akşam çıkartsak yine tüketilir. Fakat biz 16.00-17.00 gibi bitiriyoruz. Günde 3 kere yapıyoruz. Kilo işiyle satıyoruz. Gelen müşteri, 150, 200, 300, 400, 500 gram yiyen var" şeklinde konuştu. Mehmet Emin Siber ise 25 yıldır büryan işi yaptığını söyleyerek, "Hafta sonları 4-5 defa da çıkabiliyor. Sabah ezanıyla birlikte başlıyoruz. Şehir dışına giden insanlar oluyor. Şoklayıp paket olarak yolluyoruz. İstanbul, Ankara'ya kadar ulaşım varsa gönderebiliyoruz. Yazın daha çok tüketiliyor turistler geldiği için" dedi. Müşterilerden Necdet Erkol, sabah 05.00'ten beri beklediğini, kuyudan çıktığı gibi burada olup eve gönderdiğini ifade etti. Lokman Demir de "Siirtliyim, Antalya'dan geldim. Sabah sabah ilk işim büryan yemek oldu. Her zaman tadı damağımda kalıyor. Manavgat'ta böyle bir şey yok" dedi. Sabri Yıldız da "Siirtliyim, İzmir'de yaşıyorum. 1 kilo büryan istedim, çocuklarıma götüreceğim" diye konuştu.