AKARYAKIT FİYATLARI: 14 Aralık benzin, motorin, LPG ne kadar? Motorine indirim ya da zam var mı?

AKARYAKIT FİYATLARI: 14 Aralık benzin, motorin, LPG ne kadar? Motorine indirim ya da zam var mı?

Brent petrol piyasasındaki dalgalanmalar ve döviz kurlarındaki hareketlilik pompa fiyatlarını etkilemeyi sürdürüyor. Araç sahipleri, "Akaryakıt fiyatları ne kadar oldu?" sorusuna yanıt ararken, tabelalardaki son rakamlar netleşti. Daha önce motorine indirim gelmişti; peki 14 Aralık 2025 Pazar günü itibarıyla benzin ve motorin kaç TL? İşte İstanbul, Ankara ve İzmir için güncel benzin, LPG, motorin fiyatları 14 Aralık listesi...

Egemenlik isteyince devrildiler: ABD’nin hedef aldığı liderler

Egemenlik isteyince devrildiler: ABD’nin hedef aldığı liderler

İsrail’in Filistin’deki işgalinden Venezuela’ya yönelik tehditlere, Ukrayna’daki bitmeyen vekâlet savaşından Çin’e karşı askerî yığınağa kadar tek bir ortak neden var: ABD emperyalizmi. ABD emperyalizmi, ABD’nin finansal sistemler, kaynaklar, iletişim, silah, teknoloji ve uluslararası örgütler üzerinde tekel kurmaya çalıştığı kapitalist aşamadır. Böylece dünya düzenini diğer ülkelerin kaynak, toprak ve emeğinin sömürüsü üzerine kurar. Bu sorgulandığında, ABD tehdit, yaptırım, işgal ya da hükümet devirip kukla rejimler kurma gibi şiddet biçimleriyle karşılık verir. Dünyadaki yaptırım listelerine bakmak ABD’nin hegemonyasını tehdit eden ülkeleri cezalandırdığını gösterir: Rusya, İran, Küba, Kuzey Kore. Birkaç ay öncesine dek Suriye de bu listedeydi. Rejim değişikliği operasyonundan sonra artık tehdit değil. Bunu görmek için Netanyahu’nun İsrail’in Suriye topraklarında gururla yürümesine ya da Suriye’nin kukla Cumhurbaşkanı Colani’nin Beyaz Saray’da kahkahalar atmasına bakmak yeterli. *** İşte egemenlikleri için sömürüye meydan okuyan ve ABD tarafından devrilen bazı liderler: • Queen Liliuokalani , Anglo-Amerikan zengin plantasyon sahiplerinin ekonomik ve politik gücünü sınırlandırmak ve Hawai egemenliğini pekiştirecek yeni bir anayasa geçirmeye çalışan bir hükümdardı. 1893’te ABD ordusu işgal ederek devirdi ve 1898’e gelindiğinde adaları resmen ABD’ye ilhak edip; Hawai’yi askerî bir ileri karakol olarak kullandı, şeker ve ananasa el koydu ve adalar üzerinde tam kontrol kurdu. • Mohammad Mossadegh , İran petrolünün ulusallaştırılması ve onlarca yıllık Britanya yağmasına son verilmesi vaatleriyle 1951’de İran’da Başbakan seçildi. Buna cevaben ABD ve Birleşik Krallık Mossadegh’i bir darbeyle devirdi ve İngilizlerin İran petrolünü yağmalamaya devam etmesine izin veren, CIA ve GCHQ’nun serbestçe at koşturmasına alan açan, fiili bir İsrail büyükelçiliğini tanıyıp açan ve Soğuk Savaş boyunca Sovyetler Birliği’ne karşı bir piyon olarak kullanılan Muhammed Rıza Şah’ı iktidara getirdi. • Jacobo Árbenz , United Fruit gibi şirketlerin devasa kârlar elde ederek sömürdüğü Guatemala’da 1950’de başkan seçildi. Göreve geldiğinde Guatemala topraklarının %70’i nüfusun %2’sinin elindeydi. United Fruit, Árbenz’e karşı lobi yapmak için 6 milyon doların üzerinde para harcadı. Bu, ABD’nin PBSuccess Operasyonu’nu başlatmasına yol açtı. ABD, silahlandırdığı milis gücüyle ülkeyi işgal etti, Árbenz’i sürgüne zorladı. Yerine gelen Armas diktatörlüğü binlerce Guatemalalıyı -United Fruit işçileri dahil- hapse attı, işkence etti, öldürdü. Guatemala’yı ABD için özgürce sömürülebilen bir plantasyona dönüştürdü ve ülkeyi onlarca yıl sürecek bir iç savaşa sürükledi. • Patrice Lumumba , Belçika’dan bağımsızlığını kazanan Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin bağımsızlık yanlısı hareketine önderlik etti ve 1960’ta ülkenin ilk başbakanı oldu. Ancak Belçikalı şirketler madenleri yağmalamaya devam ediyordu. Lumumba madenleri kamulaştırmaya, Belçikalı şirketleri kovmaya ve bakır, elmas ve kobalt madenlerinin ulusal işletilmesi için Sovyetler Birliği’nden destek ve araçlar aramaya başladı. Belçika, Britanya ve ABD, buna karşı isyancıları fonlayıp silahlandırarak, hazinenin varlıklarını dondurdu ve tüm kredi akışlarını kesti. Lumumba 1961’de Belçika ve ABD destekli vekiller tarafından kaçırılıp vahşice öldürüldü; yerine getirilen Mobutu madenleri yeniden Belçikalı şirketlere devretti, bakırı dolara sabitledi ve ülkeyi ABD ve Avrupa şirketleri için yeniden sömürülen bir maden ve plantasyona çevirdi. • Juan Bosch, başlıca ihracatların ABD’ye aktığı, ABD şirketlerinin geniş topraklara sahip olduğu, otuz yıllık Trujillo diktatörlüğünün sonrası ilk seçimde Dominik Cumhuriyeti başkanı oldu. İşçi sınıfına güvenceler getiren ilerici bir anayasa kabul etti, sağlığı insan hakkı ilan etti, toprak reformu başlattı, yeni ABD rafinerilerini yasakladı, yabancı birlikleri engelledi ve yozlaşmış askerî devleti hedef aldı. Bunun üzerine ABD, Dominik ordusunu silahlandırıp eğitti; ordu Eylül 1963’te darbe yaparak Bosch’u sürgüne gönderdi, sıkıyönetim ilan edip anayasayı feshetti. 1965’te, on binlerce insan Bosch’un geri dönmesi için protesto düzenlemsiyle ABD ülkeyi doğrudan işgal etti. Binlerce protestocuyu öldüren Jaoquin Balaguer’i iktidara getirerek ülkeyi yeniden ABD yağmasına açtı. • João Goulart , 1961’de Brezilya’da toprak reformu ve ITT ile Standard Oil dâhil büyük çokuluslu şirketlerin elde ettiği kârı sınırlama taahhüdüyle başkan oldu. ABD, hükümeti devirmek için milisleri silahlandırıp desteklemeyi öngören “Operation Brother Sam”i başlattı. 1964’te bu ABD destekli güçler, iç savaş çıkarmayı hedefleyen bir hamleyle kışlalarda isyan etti. Goulart, şiddeti durdurmak için ülkeyi terk etti. ABD, hemen ekonomik yardım ve eğitim sağladığı ABD yanlısı bir askerî diktatörlüğü iktidara getirdi; bu diktatörlük 1985’e kadar Brezilya’da binlerce ilericiyi işkenceden geçirip öldürdü ve kaybetti. • Sukarno , Hollanda sömürgeciliğine karşı verilen mücadelenin lideriydi ve 1945’te yeni bağımsız Endonezya’nın ilk başkanı oldu. Endonezya için egemenlik ve ulusal birlik yolu aradı. 1965’te ABD ve Birleşik Krallık, Sukarno’ya karşı General Suharto’nun darbesini destekledi; darbe, Endonezya Komünist Partisi’yle bağlantılı görülen bir milyondan fazla komünistin, sendikacının ve kişinin öldürüldüğü bir askerî diktatörlük kurdu. Sukarno ev hapsine alındı ve Endonezya, çokuluslu şirketlerin sömürüsü ve yağması için yeniden tamamen açıldı. • Salvador Allende , 1970’te ABD’nin büyük rahatsızlığına rağmen başkan seçildi ve ABD derhâl boğucu önlemleri devreye soktu: ABD, Şili’ye yönelik yardımları kesti, ülkenin ticari yollarla dolar erişimini engelledi ve çok uluslu şirketleri Şili’nin yurtdışındaki varlıklarına el koymaya teşvik etti. Kopuş noktaları, Allende’nin bakırı millîleştirmesi ve Üçüncü Dünya’nın lehine yeni bir uluslararası düzen kurmayı hedefleyen Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen’i (NIEO) inşa etme çabaları oldu. Eylül 1973’te ABD, Pinochet önderliğinde Allende’yi devirmek için bir darbe finansmanını ve komutasını üstlendi. Allende öldü, Pinochet iktidarı ele geçirdi ve 3.000’den fazla insanın katledildiği, 40.000’den fazlasının işkence gördüğü bir askerî diktatörlük kuruldu. • Maurice Bishop , Eric Gairy’nin baskıcı rejimini deviren devrime öncülük eden Grenada Yeni Mücevher Hareketi’nin lideriydi. Okuryazarlık oranını genç yetişkinler arasında %65’ten %95’e çıkaran, sağlık hizmetlerini yaygınlaştıran, kilit sektörleri kamulaştıran ve Bağlantısızlar Hareketi’nde etkin olan halkçı ve ilerici bir güçtü. ABD, ekonomik yaptırımları, askerî tehditleri ve uluslararası kredileri engellemeyi devreye soktu. ABD’nin saldırısı, Bishop’un kendi partisinin üyeleri tarafından öldürülmesine yol açan hükümet içi çatlaklar yarattı. ABD, bunu “Operation Urgent Fury” işgali için bahane ederek devrimi dağıttı ve Grenada’nın Britanyalı genel valisinin otoritesini yeniden tesis etti. • Thomas Sankara , 1983’te Burkina Faso’da IMF kemer sıkma programlarına son verip ülkeyi kendi kendine yeterli kılmayı hedefleyen anti-emperyalist devrime önderlik etti. Kilit sektörleri kamulaştırdı, dış borcu reddetti, toprak reformu, sulama projeleri, yerel pamuk üretimi reformlarıyla sömürü anlaşmalarını tersine çevirdi. ABD, istihbarat ağları üzerinden devrimi ve Sankara’yı ortadan kaldırdı. Ülkeyi ABD’nin müvekkil devletine dönüştürdü. Compaoré hükümeti IMF programını geri getirdi, İsrail’i tanıdı ve ülkeyi ABD ile Fransa’nın askerî-ekonomik sömürüsüne yeniden açtı. • Jean-Bertrand Aristide , yaklaşık otuz yıl süren ABD destekli Duvalier diktatörlüğünü sona erdirdi, 1990’da Haiti’de başkan seçildi. Hükümeti asgari ücreti iki kattan fazla artırdı, okuryazarlığı ve sağlık hizmetlerini yaygınlaştırdı; ancak 1991’de ABD fonlu ve eğitilmiş bir cunta tarafından devrildi. ABD, Aristide’in ancak Haiti’yi yabancı şirketlerin sömürüsüne açan acımasız neoliberal programları kabul ederse iktidara dönebileceğini söyledi. Aristide bunu kabul etti fakat 2004’te Washington Uzlaşısı’nı reddedip Fransa’dan tazminat isteyince Fransa ve ABD tarafından kaçırılıp sürgüne yollandı, Haiti Batı’nın aşırı sömürdüğü bir ülkeye dönüştürüldü. • Manuel Zelaya, 2005’te Honduras’ta ABD’nin ve oligarşinin kitleleri sömürmesine meydan okuma vaadiyle başkan seçildi. Asgari ücreti %62 oranında artırdı, ALBA’ya katıldı ve ABD tarafından 1982’de yazdırılan anayasayı değiştirmek için referandum çağrısı yaptı. Bu, ABD’de korku yarattı; referandum günü ABD hükümete darbe emri verdi. Generaller, Zelaya’yı kaçırdı ve IMF kemer sıkmasını geri getiren, ücret artışını iptal eden ve Honduras’ı ABD askerî üslerine açan ABD destekli Micheletti hükümetini kurdu. • Muammar Kaddafi, 1969’da Libya’daki monarşiye ve yozlaşmış rejime karşı önderlik etti. Petrol gelirleri kullanarak ücretsiz eğitim, elektrik, sağlık hizmetleri sağlanan; barınma insan hakkı ilan edilen; halka büyük miktarlarda kaynak aktarılan Libya, Afrika’nın en müreffeklerinden biri olmaya yükseldi. Egemen bir para birimi kurmaya yönelip AFRICOM’u engelleyip ABD petrol çıkarlarına meydan okuyunca, ABD-NATO 2011’de Libya’yı işgal etti, Kaddafi’yi öldürdü, ülkeyi yağmaladı ve bugün fiilen açık hava köle pazarlarının işlediği bir yıkım bıraktı. Nuvpreet Kalra, CODEPINK, kısaltılarak çevrilmiştir*