AK Partili Çelik'ten Özgür Özel'e tepki: Cemevi üzerinden yapılan sözler siyasi bühtandır

AK Partili Çelik'ten Özgür Özel'e tepki: Cemevi üzerinden yapılan sözler siyasi bühtandır

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çelik, söz konusu ifadelerin 'siyasi bir bühtan' olduğunu belirterek, Alevi vatandaşlara yönelik çirkin yakıştırmaları nefret söylemi olarak gördüklerini ve kesin bir dille reddettiklerini vurguladı. Alevi toplumunun değerlerinin yalan siyaseti ile partilerine iftira atmak için kullanılmasının üzücü olduğunu dile getiren Çelik, herkesin sorumlu bir siyaset dili kullanması gerektiğini belirtti. Avustralya'da ülkenin en büyük plajlarından birinde silahlı saldırı! Çok sayıda ölü ve yaralı var "BÖYLE ÇİRKİN YAKIŞTIRMALARI NEFRET SÖYLEMİ SAYARIZ VE KÖKTEN REDDEDERİZ" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları şöyle; "CHP Genel Başkanı Sn Özgür Özel’in “AK Parti'nin mantığı 'Cemevi, Cümbüş Evi' dedikleri için Cemevi'ni Kültür Bakanlığına bağladılar” sözü siyasi bir bühtandır. Biz Alevi canlarımıza dönük böyle çirkin yakıştırmaları nefret söylemi sayarız ve kökten reddederiz. AK Partimiz bu çirkin ve yakışıksız sözlerle yan yana getirilemez. Böylesi siyasi iftiraların muhalefet yapmakla ilgisi yoktur. Alevi canlarımızın değerlerinin, “yalan siyaseti”yle partimize iftira atmak için bu şekilde anılması çok üzücüdür. Herkes sorumlu siyaset yapmalıdır. Vatandaşlarımızın değerleri asla siyasi polemik konusu yapılmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Partimiz ile Alevi canlarımız arasındaki köklü ve derin muhabbete kimse gölge düşüremez. Yine dün CHP tarafından iktidarımıza “gayrı milli” denmesi, tümüyle “gayrı meşru”dur. Çok partili hayata geçtiğimizden beri “milli stratejiler”in devlet hayatımızda en güçlü şekilde kurumsallaştığı bir dönemdeyiz. Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği “yerli ve milli özgüven devrimi” dünyadaki tüm güç odaklarının dikkatle takip ettiği milli sonuçlar üretmeye devam etmektedir." Bakan Göktaş duyurdu! 3 bin yeni personel alımı yapılacak

Son dakika... İstanbul'da kilitli fay hattı! Science dergisi inceledi, Naci Görür ve Şener Üşümezsoy'dan açıklama geldi

Son dakika... İstanbul'da kilitli fay hattı! Science dergisi inceledi, Naci Görür ve Şener Üşümezsoy'dan açıklama geldi

Uluslararası saygın bilim dergisi Science’ta yayımlanan yeni bir araştırma, İstanbul’u doğrudan ilgilendiren çarpıcı bulgular ortaya koydu. Marmara Denizi’ndeki Ana Marmara Fay Hattı’nın doğuya doğru kademeli şekilde kırıldığını ortaya koyan çalışma, özellikle Avcılar ve Prens Adaları açıklarındaki segmentler için 7 büyüklüğünde deprem potansiyeline dikkat çekiyor. Bilim insanları, fayın bu bölümünün artık “gerçek zamanlı” izlenmesi gerektiği uyarısında bulundu. İlginizi Çekebilir MARMARA FAYI AVRUPA’NIN EN RİSKLİ NOKTALARINDAN BİRİ Aralarında Türk bilim insanlarının da yer aldığı 14 kişilik ekip tarafından hazırlanan çalışmada, Marmara Denizi’nden geçen Ana Marmara Fay Hattı’nın (MMF), Avrupa’daki en yüksek sismik riski barındıran faylardan biri olduğu vurgulandı. Araştırmada, 2025 yılında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminin, son 60 yıldaki en büyük deprem olduğu hatırlatıldı. DEPREMLER DOĞUYA DOĞRU GÖÇ EDİYOR Yaklaşık 20 yıllık sismik verilerin analiz edildiği çalışmada, son 15 yılda 5 ve üzeri büyüklükteki depremlerin MMF boyunca belirgin biçimde doğuya doğru ilerlediği tespit edildi. Bu durum, fayın batıdan doğuya doğru kademeli olarak kısmi kırılma yaşadığını gösteriyor. KİLİTLİ PRENS ADALARI SEGMENTİ 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİR Bilim insanlarına göre, İstanbul’un güneyindeki Prens Adaları segmenti büyük ölçüde kilitli durumda ve bu bölümün 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeli bulunuyor. Son depremlerin yarattığı stres birikiminin, bu segment üzerindeki riski artırdığı ifade edildi. AVCILAR SEGMENTİ İÇİN ÖZEL UYARI Çalışmada özellikle Kumburgaz ile Prens Adaları arasında kalan ve “Avcılar segmenti” olarak tanımlanan bölgeye dikkat çekildi. Son 10–15 yılda çevresinde yoğun sismik aktivite yaşanmasına rağmen bu bölümün görece sessiz kalması, bilim insanlarına göre yeni bir orta veya büyük depremin habercisi olabilir. Bu segmentin en az 6 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek kapasitede olduğu belirtildi. "GERÇEK ZAMANLI İZLEME ŞART" Araştırma ekibi, Marmara Denizi’nin kuzeyindeki bu kritik fay segmentlerinin sürekli ve gerçek zamanlı olarak izlenmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlara göre, stresin doğuya doğru aktarılması İstanbul’un güneyindeki faylarda yeni kırılmaları tetikleyebilir. Çalışmanın sonuç bölümünde, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Marmara Denizi içindeki bu bölümünün, yalnızca Türkiye için değil, Avrupa genelinde de en kritik sismik risk alanlarından biri olduğu ifade edildi. Araştırmacılar, İstanbul çevresindeki fay segmentlerinin gelecekteki büyük bir depremin kaynağı olabileceği konusunda açık uyarıda bulundu. Bakan Göktaş duyurdu! 3 bin yeni personel alımı yapılacak NACİ GÖRÜR: ER GEÇ OLACAK, ÇÖZÜM DEPREM DİRENÇLİ KENT Çalışmanın ardından değerlendirmelerde bulunan Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’da tarih boyunca depremler yaşandığını hatırlatarak, Cumhuriyet döneminde de bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. Görür, çözümün korku değil, deprem dirençli kentler olduğunu vurguladı ve “Kentsel dönüşüm deprem dirençli kent demek değildir” ifadesini kullandı. ŞENER ÜŞÜMEZSOY: BİLİMSEL DAYANAĞI YOK Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise Science’da yayımlanan çalışmaya sert tepki gösterdi. Adalar Fayı’nın aktif olmadığını ve enerjisini geçmişte boşalttığını savunan Üşümezsoy, Marmara’da 7 ve üzeri büyüklükte, İstanbul’u yerle bir edecek tek parça bir fay bulunmadığını iddia etti. Üşümezsoy’a göre asıl risk Kumburgaz Çukuru’nda bulunuyor ve buradaki olası bir kırılma en fazla 6,5 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Üşümezsoy, Science’daki çalışmayı hedef alarak, 'Bu tip yazıların hiçbir itibarı yoktur' dedi. Üşümezsoy, "Haritaya bakıp depremler batıdan doğuya gidiyor, sırada İstanbul var demek jeoloji bilmemektir" diyerek, Alman araştırmacıların 'kilitli' olarak tanımladığı Adalar Fayı'nın aktif olmadığını ve 1894 depremiyle enerjisini boşalttığını öne sürdü. İstanbul üzerinde uzun süredir "spekülatif bir korku iklimi" yaratıldığını savundu. Çaydaki gizli tehlike! Harekete geçildi: 'Kafe ve restoranların yüzde 70'inde kullanılıyor' OKAN TÜYSÜZ: 7,2 BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR DEPREM MÜMKÜN Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, uluslararası çalışmayı değerlendirerek Marmara Denizi’nde beklenen büyük depreme ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Bilimsel çalışmaların hakemli ve veriye dayalı olduğuna dikkat çeken Tüysüz, sosyal medyada yer alan “Marmara’da deprem olmayacak” yönündeki paylaşımların bilimsel bir dayanağı olmadığını söyledi. Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün açıklamaları şöyle; "Yapılan çalışmaların hepsi, Marmara’da bir deprem tehlikesinin olduğunu net bir biçimde bizlere göstermektedir. Burada 21 kilometre uzunluğunda kilitli bir bölümden bahsediliyor. Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu Fayı, İzmit Körfezi’nden çıkar. Çınarcık Çukuru dediğimiz bölgeye gelir, Adalar’ın önünden Boğaz’ın açıklarına ulaşır. Daha sonra doğu-batı yönüne döner. İçerisinde birtakım çukurlukları barındıran bölgelerden geçer. Karaya az çok paralel olarak, 15–20 kilometre mesafede ilerler ve Ganos Dağları’ndan karaya çıkar. Oradan da Evreşe Ovası’na ve Saros Körfezi’ne uzanır. Marmara Denizi içerisinde, 17 Ağustos 1999 sonrası yapılan çalışmalar, bu fayın birtakım bölümlerden oluştuğunu göstermiştir. Bunlardan bir tanesi Tekirdağ açıklarına kadar olan kısımdır. Şu anda gösterdiğimiz haritada, ortasında koyuluk olan bölgeye kadar Tekirdağ yazısının altına kadar olan kısım 1912 depremiyle kırılmıştır. Dolayısıyla burada yeni bir deprem oluşturma olasılığının uzak olduğu değerlendirilmektedir. Yine haritada kırmızıyla gösterilen bölümün bir kısmı, yaklaşık olarak ortasına kadar olan Büyükçekmece–Mimar Sinan açıkları civarında, deprem oluşturmaksızın kaymaktadır. Fayın blokları burada sürtünmeden hareket etmektedir. Bu durum, o bölgede büyük bir deprem beklentisinin olmadığını göstermektedir. 23 Nisan’daki deprem de aşağı yukarı bu bölgede meydana gelmiştir. Buradan itibaren doğuya, yani İzmit Körfezi’ne doğru uzanan kesimde, haritada kesikli olarak gösterilen bir fay ve onun bir bölümü bulunmaktadır. Dolayısıyla yaklaşık olarak Büyükçekmece yazısının bulunduğu yerden İzmit Körfezi’ne kadar uzanan kısmın kırılmadığı ve bu bölümün 1766 depremini ürettiği kabul edilmektedir. Bu nedenle Marmara’da bir deprem de olabilir, iki deprem de olabilir. Burada dikkat etmemiz gereken, olası en büyük ihtimaldir. En büyük deprem ne kadar olabilir? Hazırlıklarımızı buna göre yapmamız gerekir. Yoksa Marmara’da 5 deprem de olur, 6 deprem de olabilir; 3,5 büyüklüğünde depremler de olur, iki büyüklüğünde depremler de olur. Bu tür büyüklüklerdeki depremlerin olması mümkündür. Ancak bizim hazırlıklarımızı yapmamız açısından asıl bakmamız gereken, olası en büyük tehlikenin ne olduğudur. Bu da 7,2 büyüklüğüne kadar, hatta belki biraz daha üzerine çıkabilecek bir deprem tehlikesidir." Yılbaşı tatilini 4 gün yaptılar! 750 bin kişi yola çıkıyor

Bacağını kaybeden üniversiteli genç 7 ay sonra ayağa kalktı: Milli takımda olmayı çok isterim

Bacağını kaybeden üniversiteli genç 7 ay sonra ayağa kalktı: Milli takımda olmayı çok isterim

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Berk Civil, 8 Mayıs'ta arkadaşının kullandığı motosikletin kaldırımdaki trafik işaret levhasına çarpması sonucu savrularak bariyerlere çarptı. Kazada ağır yaralanan Berk Civil'in sol bacağı diz altından koptu. İlk müdahaleler sonrası Isparta Süleyman Demirel Hastanesi'ne kaldırılan Civil, ameliyata alındı. Yaklaşık 18 gün yoğun bakımda kalan ve bugüne kadar 13 ameliyat geçiren Berk Civil, Burdur'daki tedavisinin ardından 3 ay önce Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'ne sevk edildi. Burada geçen ay uygulanan geçici protez tedavisi ile Civil tekrar ayağa kalktı. İlginizi Çekebilir 'KIRIKLARA YÖNELİK AMELİYATLAR YAPILDI' Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde tedavisi süren Berk Civil, "İki motorduk, arkada da arkadaşlarım vardı. Ben arkadaşımın arkasındaydım, sohbet ederek gidiyorduk. Kaza anını yaşadığım travmadan dolayı net hatırlamıyorum. Arkadaşım motorun hakimiyetini kaybetmiş, kaldırıma çarpmışız. O sırada savrulup trafik bariyerlerine çarptığım için sol bacağımı kaybettim. Sağ bacağımda ise açık ve parçalı kırıklar oluştu. Yaklaşık 3 ay Isparta'da yattım, ameliyatlarımın çoğu orada gerçekleşti. Doku kapanmaması ve kırıklara yönelik ameliyatlar yapıldı. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra soluk borumda darlık oluştu. Isparta'daki doktorların önerisiyle buraya sevk edildim. Öncelikle göğüs bölümünde yattım ve soluk boruma yönelik büyük bir ameliyat geçirdim. Şu anda o süreci atlattım çok şükür" diye konuştu. Çaydaki gizli tehlike! Harekete geçildi: 'Kafe ve restoranların yüzde 70'inde kullanılıyor' 'BİR GÜN MİLLİ TAKIMDA OLMAYI ÇOK İSTERİM' Fizik tedavi süreci devam eden Civil, "Şu an geçici bir protezim var ve yaklaşık bir aydır bu protezle yürüme eğitimlerine devam ediyorum. Gayet iyi gidiyor, yavaş yavaş yürümeye başladım. Sağ ve sol bacağımdaki güdük kısmı tamamen iyileştiğinde kalıcı protez yapılacak. Buraya yattığımdan beri her şey yavaş yavaş normale döndü. Normal hayatıma neredeyse geri döndüm. Bugüne kadar sporla çok iç içeydim. Küçüklüğümden beri spor yapıyorum. Ortaokuldan beri hentbol oynuyordum. Hentbola devam etmek şu an çok mümkün görünmüyor ama sporun içinde kalmak istiyorum. Buradaki hocalarımdan ve büyüklerimden örnek alıyorum. Doktorlarımın ve sağlık çalışanlarının hem fiziksel hem psikolojik olarak çok büyük destekleri oldu. Bu süreçte sporcular da beni ziyaret etti. İsmail Temiz Hoca, Fuat Taştan geldi, Barış Telli ile tanıştım. Hayal kurmak şu an zor ama çok istediğim bir şey var; bir gün onlar gibi milli takımda olmayı çok isterim" ifadelerini kullandı. Kırmızı bültenle aranan 24 suçlu Türkiye'ye iade edildi '7 AY SONRA AYAĞA KALKMAK ÇOK FARKLI BİR DUYGUYDU' Berk Civil, kendisi gibi amputasyon yaşayan insanlara da seslenerek, "Hayat devam ediyor. Kendinizi kapatmayın. Ben de bir süre kapattım ama bunun bir çözüm olmadığını gördüm. Mücadele ederek bu sürecin üstesinden gelmek gerekiyor. Psikolojimizi güçlü tuttuğumuz sürece her şey düzeliyor. İnsan kendine inandığında çok şey başarabiliyor. İlk ayağa kalktığımda çok mutlu olmuştum. Yaklaşık 7 ay sonra ayağa kalkmak çok farklı bir duyguydu. İnsan kendini yeniden hayata dönmüş gibi hissediyor. Yürümeye başladıkça, toparladıkça psikolojisi de yerine geliyor" dedi.

İstanbul'da sokaklarda Tahsin dayı olarak bilinen Tahsin Uzun:

"Aldığım emekli maaşı geçindirmiyor beni."

"Kanser hastasıyım."

"Çalışmak zorundayım."

"Günde en az 20 km yol yürüyorum."

"250-300 lira ancak kazanıyorum."

İstanbul'da sokaklarda Tahsin dayı olarak bilinen Tahsin Uzun: "Aldığım emekli maaşı geçindirmiyor beni." "Kanser hastasıyım." "Çalışmak zorundayım." "Günde en az 20 km yol yürüyorum." "250-300 lira ancak kazanıyorum."

İstanbul'da sokaklarda Tahsin dayı olarak bilinen Tahsin Uzun: "Aldığım emekli maaşı geçindirmiyor beni." "Kanser hastasıyım." "Çalışmak zorundayım." "Günde en az 20 km yol yürüyorum." "250-300 lira ancak kazanıyorum."