Konak’ta Giysi Market kış sezonu için hazır

Konak’ta Giysi Market kış sezonu için hazır

BirGün EGE Konak Belediyesi’nin dayanışmayı yaşatan merkezleri arasında öne çıkan uygulamalarından Giysi Market’in rafları, kış sezonu ürünleriyle doldu. Giysi Market’e başvurular, 0232 484 53 00 (Dahili 2975) numaralı hat üzerinden yapılabiliyor. Her yaştan ihtiyaç sahibi Konaklının Giysi Market’ten faydalanabileceğini dile getiren Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “Adil Kent, Eşit Yurttaş” söylemini yineleyerek, “Konak’ta dayanışmamızı sürdürüyoruz. Giysi Marketimizle, her yaştan ihtiyaç sahibi komşumuza yepyeni ve temiz kışlık giysi desteği sağlıyoruz. Konak’ta hayatın her anında komşularımızın yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

Belediye’den Ölüdeniz’de önemli proje

Belediye’den Ölüdeniz’de önemli proje

BirGün EGE Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Fethiye - Ölüdeniz bölgesinde başlattığı yol, altyapı ve düzenleme çalışmaları mahallelerde büyük dönüşüm yaratıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yatırımlar hem ulaşım güvenliğini artırıyor hem de bölgenin turizm potansiyeline katkı sağlıyor. Tamamlanan 1. Etap Patlangıç-Ovacık ve 3. Etap Hisarönü-Ölüdeniz’in ardından 2. Etap Ovacık-Şehir içi güzergâhı ile 4. Etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Genel proje kapsamında 11 bin metre sıcak asfalt serimi, 4 bin 200 metre içme suyu hattı, 7 bin metre yağmursuyu hattı ve 4 bin 500 metre çelik otokorkuluk yapımı yer alıyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı’nda görevli İnşaat Mühendisi Hasan Kırtaş, “Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak Fethiye-Ölüdeniz yolunda gerçekleştirdiğimiz 328 milyon TL değerindeki yatırımın çalışmalarına devam ediyoruz” dedi Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Fethiye-Ölüdeniz hattında sürdürdüğümüz yol ve çevre düzenleme çalışmalarıyla bölgemizin hem ulaşım güvenliğini artırıyor hem de turizm potansiyelini güçlendiriyoruz. Amacımız; mahallelerimizin ihtiyaçlarını hızla karşılamak, Fethiye ve Ölüdeniz’de yaşam kalitesini yükseltmek ve bölgenin değerine değer katmaktır” dedi.

Bostanda hasat zamanı

Bostanda hasat zamanı

BirGün EGE Bornova Belediyesi’nin ilçenin 6 noktasında açtığı kent bostanlarında hasat heyecanı yaşandı. Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, ilçenin en büyük kent bostanının bulunduğu EVKA-4’te eşi Beste Eşki ile birlikte kadınların heyecanına ortak oldu. Ömer Eşki, buluşmada yaptığı konuşmada şu görüşleri dile getirdi: “Evka 4’te Türkiye’nin en büyük kent bostanındayız. Bu kent bostanında karalahana, brokoli, ıspanak… Onun dışında toplumcu belediyecilik, tarımla halkı buluşturma, ev hanımlarına eğlenceli sosyal faaliyet, muhtarlarla işbirliği, vatandaşla bütünleşme ve her şey var. Biz buraya her şeyden önce emek ektik. Emeğin neticesinde de vatandaşlarımızın tebessümlerini bugün burada hasat ediyoruz. Bu faaliyetleri Bornova’da olabildiğince artıracağız.”

Giysi kumbaraları ile dayanışma

Giysi kumbaraları ile dayanışma

BirGün EGE Buca Belediyesi’nin, dayanışma ve yardımlaşma kültürünü güçlendirerek kullanılmayan iyi durumdaki kıyafet ve eşyaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak amacıyla hayata geçirdiği “Paylaştıkça Güzel” projesi sürüyor. 6 farklı noktada yer alan giysi kumbaralarına vatandaşlar iyi durumdaki kıyafet, ayakkabı ve oyuncaklarını bağışlayabiliyor. Proje kapsamında bugüne kadar toplam bin 120 aileye ulaşılarak, 5 bin 400 parça ürün ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, şunları söyledi: “İyi durumda olup kullanılmayan her giysi, her ayakkabı veya her oyuncak, bir başka vatandaşımızın hayatında büyük fark yaratma potansiyeli taşıyor. Bu çalışma, sadece belediyenin değil, kumbaralara bir poşet iyilik bırakan, paylaşma ruhunu yüreğinde taşıyan Buca halkının ortak başarısıdır.”

‘Hiçbiri Bugün Yaşanmadı’ yarın sahnede

‘Hiçbiri Bugün Yaşanmadı’ yarın sahnede

BirGün EGE Tiyatro Terminal’in yeni oyunu Hiçbiri Bugün Yaşanmadı, yolu bir otelde kesişen beş kişinin, o dipsiz kuyudan çıkış hikâyesine odaklanarak, geçmiş ile gelecek arasında bugünümüze dair bir oyun vaadinde bulunuyor. Bin yıldır sizi karşılayan resepsiyon görevlisi, çantalarınızı taşıyan ancak kendi valizini alıp evine dönemeyen otel çalışanı, üst kattaki odalarda karnındaki bebeğin babasını arayan kadın, otelin altındaki kumarhanede çalışan bir göçmen, yalnızca kazanmak için yaşayan bir kumarbaz. Kendi kaderimizi kendimiz mi yazıyoruz yoksa yazılanı mı yaşıyoruz? Gelecekten gelen beş hayalet, geçmişlerini ardında bırakıp eyleme geçer ve geç de olsa bir maceraya atılır. Bir tren istasyonunda buluşurlar ve “oraya” “tek yön” bir biletin peşindedirler, birbirlerinden habersiz. Çıkabilecekler mi yolculuğa? Tiyatro Terminal’in yeni oyunu Hiçbiri Bugün Yaşanmadı, hareket tiyatrosu ve clownesk üslubun bir araya geldiği melez bir yapıya sahip. Kolektif üretim sürecinin sonucunda ortaya çıkan oyun, 13 Aralık 20.30’da Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde ikinci kez seyirciyle buluşacak. Zorluklardan çıkışın ne olduğunu, iyi bir geleceğe kaçışın mümkün olup olmadığını sormaya devam edecek ve sahne üzerindeki cevabını, hareketin sınırsızlığında arayacak.

10 Mart mutabakatı ve Hazar’dan Akdeniz’e ABD planı

10 Mart mutabakatı ve Hazar’dan Akdeniz’e ABD planı

Ortadoğu’daki ve de Türkiye’deki dengeleri sarsan Suriye’deki kanlı dönüşümün birinci yılı geride kaldı. Cihat sevdalıları Erdoğan, Salman, Saddam posterli kutlamalar yaparken yeni Suriye’nin nasıl şekillendirileceğine dair büyük bir belirsizlik var. İki ana mesele adeta Gordion düğümünü oluşturuyor. Bunlardan ilki güneyde Süveyda’da Dürziler, ikincisi de kuzeydeki Kürtler. Güney ve kuzeydeki bu oluşumların yanında sahil hattındaki Nusayriler’in (Aleviler) taleplerini de eklemek gerek. Dürziler, İsrail koruması altında fiili özerk durumu kalıcılaştırma peşinde koşarken Suriye’deki temel sorun Kürt sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin. Buradaki düğüm ise son günlerde de sıklıkla ifade edilen 10 Mart Mutabakatı. Taraflar, vekiller, aktörlerin hepsi de birbirlerini 10 Mart Mutabakatı’na uymamakla suçlamakta. NEDİR BU MUTABAKAT? Colani (Ahmed eş-Şera) ve SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından 10 Mart’ta Şam’da imzalanan “mutabakat” 8 maddeden oluşuyor. SDG’nin ve kontrolündeki bölgelerin Şam’a bağlanması buna karşılık Kürtler dahil tüm azınlıkların haklarının gözetileceği ve Kürtlere anayasal haklar verileceği ifade ediliyor. Sana’da da yayınlanan anlaşmanın sekiz maddesi şöyle: 1- Tüm Suriyelilerin siyasi süreçte temsil edilme ve devlet kurumlarına katılım hakkı, dini ve etnik kökenlerinden bağımsız olarak liyakat esasına göre güvence altına alınacaktır. 2- Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir unsuru olarak kabul edilecek ve vatandaşlık hakları ile anayasal hakları güvence altına alınacaktır. 3- Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanacaktır. 4- Kuzeydoğu Suriye’deki (Rojava) tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır. 5- Tüm Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve köylerine geri dönüşü güvence altına alınacak ve korunmaları Suriye devleti tarafından sağlanacaktır. 6- Suriye devleti, Esad rejiminin kalıntılarıyla ve ülkenin güvenliği ile birliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede desteklenecektir. 7- Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir. 8- Uygulama komisyonları, anlaşmanın yılsonuna kadar tamamen hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütecektir. YOLUN SONUNA GELİNDİ Mutabakat için öngörülen süre bu ay sonu itibariyle sona eriyor. Ankara, Şam ve Washington’dan gelen basıncın nedeni de sürenin sona erecek olması. Aradan geçen sekiz ayda fiili olarak kabul edilen anlaşma pratiğe aktarılmadı. Pek çok anlaşmazlık noktası var. Kürtler (SDG) Şam’ı, Colani yönetimi ve Ankara Kürtleri suçlarken ABD her iki tarafı idare etmeye çalışıyor. Muhtemelen süre yeni yılla birlikte uzatılacak, zira krizin, anlaşmazlık noktalarının önümüzdeki iki-üç haftada çözülmesi imkânsız görünüyor. ABD’nin Ortadoğu şerifi Tom Barrack, başkentler arasında mekik dokuyor. Tarafları bir orta yolda buluşturmak için havuç-sopa taktiğini kullanıyor. KÜRTLER NASIL ENTEGRE OLACAK? Gordion düğümüne neden olan şey Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yani Kürtler’in “entegrasyonu.” Kürtler/SDG, Colani’nin verdiği sözleri tutulmamakla eleştirirken tanımlanmış bir statüyle “yeni Suriye”de yer almak istiyor. Şam ise Ankara’nın da teşvikiyle, Kürtlere mümkünse hiçbir özel statü vermeden bu olmazsa da en alt seviyeden bir statü “bahşetme” peşinde. Ankara’dan peş peşe gelen SDG uyarılarının nedeni Kürtleri masaya oturtma gayreti. İmralı ziyaretinin de temel gündem maddesi SDG’ydi. Öcalan da Mazlum Abdi ve SDG’nin kendisini dinleyeceğini söyleyerek aradaki özel ilişkiye dikkat çekti. 9 Aralık’ta SETA’nın “Bir Yılın Ardından Suriye: Toparlanma ve Yeniden İnşa" konferansında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin pozisyonunu şu sözlerle dikte edecekti: SDG’nin Suriye’de iki silahlı unsurun olamayacağını anlaması gerekiyor. Suriye’nin tekrar bir kaos alanı olmasına Türkiye olarak müsamaha göstermemiz mümkün değil." Erdoğan da aynı gün "10 Mart Mutabakatı’nın hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecek" diyerek SDG’ye mesaj verdi. Birkaç gün öncesinde ise TSK’nin Suriye’ye yönelik tahkimatı dikkat çekmişti. Askeri yığınak SDG’yi masaya oturtmak için bir gözdağı olarak okundu. MUTABAKATA ENGEL YENİ ANAYASA 10 Mart Mutabakatı’nın işlememesinin en temel dinamiği 13 Mart’ta kabul edilen “yeni Suriye’nin “geçici anayasası.” Colani’nin ısmarladığı anayasa Kürtlerin büyük tepkisini çekiyor. Zira anayasada 10 Mart anlaşmasını yok sayan maddeler var. 33 maddelik geçici anayasa bildirgesinde önceki anayasada yer alan şu maddeler yer alıyor: - Suriye bir Arap Cumhuriyeti’dir - Coğrafi ve siyasi birlik bölünemez ve herhangi bir parçasından vazgeçilemez - Cumhurbaşkanının dini İslam’dır - İslam hukuku (fıkıh) yasaların-yasamanın temel kaynağıdır… Geçici anayasa bildirgesi 5 yıl yürürlükte kalacağı, bu geçiş sürecinde yönetimin Colini’nin elinde olacağı, seçimlerin yapılmayacağı da kaydediliyordu. Suriye’de doğu ve kuzeydoğu vilayetlerini büyük oranda kontrol eden Kürt güçlerin liderliğindeki SDG, varılan mutabakatı boşa düşüren anayasada kendilerinin olmadığını vurguluyor. 8 ARALIK’TAN BELİRSİZLİĞE Bundan tam bir yıl önce -8 Aralık 2024- ABD ve Batı emperyalizminin desteğiyle Şam’ı ele geçirerek Beşar Esad’ı deviren Colani liderliğindeki köktendinciler “Pandora’nın kutusu”nu açmıştı. Etnik, dinsel, mezhepsel fay hatları harekete geçirilen ülkenin ABD-İsrail’in bölgesel planları doğrultusunda şekillendirilmesine çalışılıyor. Ahmet Eş Şara yönetimi kendisine biçilen rolü hakkıyla yerine getirirken ülkedeki hemen her kesim birbirine silah doğrultmuş vaziyette. Mevcut Suriye sahasında SDG ile HTŞ, Dürziler ile Şam destekli Bedevi aşiretler arasında sık sık çatışmalar yaşanırken, Colani ordusu her fırsatta da sahil bandındaki Nusayri-Alevi toplumuna saldırıyor. ABD ve İsrail çok parçalı, kontrol altına alınmış bir Suriye inşası için taşları döşemeye devam ediyor. Türkiye, Suriye’de karar alma sürecinde pay kapmak için ABD ile hareket ederken Fidan’ın HTŞ için Trump’a teşekkür etmesi aradaki girift ilişkinin göstergesi. HAZAR’DAN AKDENİZ’E ABD PLANI Türkiye’nin, SDG’nin, Şam’ın, İsrail’in, Dürziler’in hesaplaşmasına sahne olunan Suriye’nin ana aktörü Amerikan emperyalizmi. Yaşananların ABD’nin Kafkasya-Ortadoğu planından bağımsız ele alınamayacağını Trump’ın özel elçisi Barrack’ın geçen günlerde sarfettiği şu sözler çok net bir biçimde özetliyor: "Başkan [Trump] tüm satranç tahtasını değiştirdi. Her yerde bunu görüyorsunuz. Hazar Denizi’nden Akdeniz’e kadar bir hizalanma göreceksiniz." Evet, o hizalanmayı Kafkasya’dan Doğu Akdeniz’e büyük Ortadoğu coğrafyasının her metrekaresinde görmek mümkün. Emperyalistlerin, gericilerin ayak bastığı, planlar yaptığı hiçbir coğrafyada halkların yararına bir şey çıkmayacağını çokça tecrübe edildi. Tarih bir kez daha tekerrür edecek.

Hasta tutuklu Alağaş’ın 1 hafta elleri kelepçelenmiş

Hasta tutuklu Alağaş’ın 1 hafta elleri kelepçelenmiş

Haber Merkezi Cezaevlerinde tutsaklara dönük baskı ve hak ihlalleri her geçen gün artarak devam ediyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2025 verilerine göre, cezaevlerinde göre toplam bin 412 hasta tutsak bulunuyor. Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde 5’i ağır olmak üzere 19 hasta tutsağın, Suluca 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ise 4’ü ağır olmak üzere 20 hasta tutuklu bulunuyor. Bu hastalardan biri de Suluca 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan 68 yaşındaki Hacı Alağaş. MA’nın haberine göre cezaevinde 25 Kasım’da kalp krizi geçiren Alağaş, sevk edildiği Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iki kez anjiyo edildi. Bir hafta boyunca hastanede kelepçeli tutulan Alağaş’ın tedavisi tamamlanmadan tekrardan cezaevine gönderildi.

Okul yanına baz istasyonu

Okul yanına baz istasyonu

Ada Sude ATAK İstanbul Eyüpsultan ilçesinde bulunan Şehit Öğretmenler Ortaokulunun yanına baz istasyonu kuruldu. Öğrencilerin sağlığından endişe eden veliler duruma tepkili. İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde bulunan Şehit Öğretmenler Ortaokulu 5 yıl süren inşa sürecinin ardından 2025-26 eğitim-öğretim dönemine başladı ancak geçtiğimiz günlerde okulun yanına bir GSM operatörünün baz istasyonu kurduğu öğrenildi. İlk ve ortaokul olarak iki ayrı binada eğitim veren okulun oldukça yakınına kurulan istasyon dolayısıyla veliler duruma tepkili. BTK'YE DİLEKÇE Akşemsettin Mahallesi muhtarı Hakan Demir ise vatandaşların talebi ve şikayetleri üzerine Eyüpsultan kaymakamlığı, Eyüpsultan Belediyesi ve BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu)’ya baz istasyonunun kaldırılması yönünde dilekçe verdi. Öte yandan veliler de gerekli kurumlara şikayetlerini iletti. BTK’ya şikayette bulunan veli Arife Coşkun ise belediyenin sorumluluk kabul etmediğini belirterek süreci şu sözlerle aktardı: “Şikayetler edildi ama hala baz istasyonu duruyor. Kurulum aşamasında da bir okul günü biz çıkarken çalışmayı durdurdular. Ortalık boşaldıktan sonra tekrar çalışmaya devam ettiler. Ben şahit oldum. Eyüpsultan Belediyesi ile görüştüm ancak belediyeyle bir ilgisi yokmuş. Biz ilgilenmiyoruz bakanlık bakıyor dediler. Ben de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığını aradım ve beni BTK’ya yönlendirdiler. Onlar da site üzerinde tüketici bölümünden ya da CİMER'den şikayetimi yazarsam ona göre işleme alacaklarını söylediler. Şikayetlerimizi yaptık, baz istasyonunun kaldırılması için bekliyoruz.” İkinci sınıfta öğrenim gören oğlu için kaygılı olduğunu belirten veli Nuriye Ertunç Göl ise “Bir baz istasyonunun okulun önünde olmasını istemek akıl dışı” ifadelerini kullandı. Göl konu hakkındaki endişelerini şu sözlerle dile getirdi: “Zararsız olduğunu söyleyenler de var ancak gerçekten büyük etkisi olduğunu düşünen bir mühendis grubu var. Ben bu riski göze almak istemiyorum, vardır ya da yoktur. Ama madem çocuklara zararlı olduğuna dair bir ihtimal var ya da yerleşim yerlerinde olmasından kaynaklı insanların sağlığına zarar verdiğine dair bir ihtimal var, kesinlikle okulun yanında daha doğrusu yerleşim alanında olmasını istemiyorum. Biraz okuyup araştırınca sağlık üzerinde ciddi etkileri olabileceğine dair bir endişe oluşuyor. Neden biz çocuklarımızı böyle bir riske atalım? Bu baz istasyonunu destekleyenlerin ısrarındaki sebepse bazı odaların zararsız olduğunu söylemesi, onların verilerine dayanarak bunun ısrarını yapıyorlar. Muhtemelen bundan dolayı bu kadar rahat davranıyorlar, çünkü bir baz istasyonunun bir okulun önünde olmasını istemek akıl dışı.”